|
Kuran'ın gelecek hakkında verdiği haberlerden biri de Rum Suresi'nin
hemen başındaki ayetlerde yer alır. Bu ayetlerde Bizans İmparatorluğu'nun
bir yenilgiye uğradığı, ama çok kısa bir zaman sonra tekrar
galip geleceği bildirilmiştir:
“Elif, Lam, Mim. Rum (orduları) yenilgiye
uğradı. “Dünyanın en alçak yerinde". Ama onlar, yenilgilerinden
sonra yeneceklerdir. Üç ile dokuz yıl içinde. Bundan önce
de, sonra da emir Allah'ındır. Ve o gün müminler sevineceklerdir.„
(Rum Suresi, 1-4)
|
Bu ayetler, Hıristiyan olan Bizanslılar'ın, putperest bir toplum
olan Persler karşısında çok ağır bir yenilgiye uğramasından yaklaşık
7 sene sonra, M.S. 620 civarında indirilmişti. Ve ayetlerde Bizans'ın
çok yakında galip geleceği haber veriliyordu. Oysa o sırada Bizans
o kadar büyük kayıplara uğramıştı ki, değil tekrar galip gelmesi,
ayakta kalması bile imkansız görülüyordu. Yalnız Persler değil Avarlar,
Slavlar ve Lombardlar da Bizans devletine karşı büyük tehdit oluşturmaktaydı.
Avarlar İstanbul önlerine kadar gelmişlerdi. Bizans Kralı Heraklius,
ordunun masraflarını karşılayabilmek için kiliselerdeki altın ve
gümüş süs eşyalarının eritilip paraya çevrilmesini emretmişti. Hatta
bunlar da yetmeyince bronzdan heykeller bile para yapımı için eritilmeye
başlanmıştı. Pek çok vali Kral Heraklius'a isyan etmiş, İmparatorluk
parçalanma noktasına gelmişti. Önceden Bizans toprağı olan Mezopotamya,
Kilikya, Suriye, Filistin, Mısır ve Ermenistan, putperest Persler'in
işgali altına girmişti.(Warren Treadgold, A History of the Byzantine
State and Society, Stanford University Press, 1997, s. 287-299.)
Kısacası, herkes Bizans'ın yok olmasını bekliyordu.
Ama tam bu dönemde, Rum Suresi'nin ilk ayetleri vahyedildi ve
Bizans'ın dokuz yıl geçmeden yeniden galip geleceği haber verildi.
Bu galibiyet öylesine imkansız gözüküyordu ki, Arap müşrikleri
bu ayetleri alay konusu yapacak kadar ileri gittiler. Kuran'da
haber verilen bu zaferin, asla gerçekleşmeyeceğini düşünüyorlardı.
Fakat Kuran'ın tüm haberleri gibi bu da hiç kuşkusuz gerçekti.
Rum Suresi'nin ilk ayetlerinin indirilmesinden yaklaşık 7 yıl
sonra, M.S. 627 yılının Aralık ayında, Bizans ve Pers İmparatorlukları
arasında Ninova harabeleri yakınında büyük bir savaş daha oldu.
Ve bu kez Bizans ordusu, Persler'i
|
|
yenilgiye uğrattı. Birkaç ay sonra da Persler işgal ettikleri yerleri
Bizans'a geri veren bir anlaşma imzalamak zorunda kaldılar.(Warren
Treadgold, A History of the Byzantine State and Society, Stanford
University Press, 1997, s. 287-299.
Böylece Allah'ın Kuran'da bildirdiği "Rum'un zaferi",
mucizevi bir şekilde gerçek oldu.
Bu ayetlerde yer alan bir başka mucize de, o dönemde kimsenin tespit
etmesinin mümkün olmadığı coğrafi bir gerçeğin haber verilmesidir.
Rum Suresi'nin 3. ayetinde, Rumlar'ın "Dünyanın en alçak yerinde"
yenildikleri belirtilir. Arapçası "Edna el ard" olan bu
ifade, bazı meallerde "yakın bir yer" olarak da tercüme
edilir. Ancak bu tercüme, orijinal ifadenin tam karşılığı değil,
mecazi bir yorumudur. "Edna" kelimesi Arapça'da "alçak"
demek olan "deni" kelimesinden türemiştir ve "en
alçak" anlamına gelir. "Ard" ise yeryüzü demektir.
Dolayısıyla "Edna el ard" ifadesi de "Yeryüzünün
en alçak yeri" manasına gelmektedir.
Ne ilginçtir ki, Bizans İmparatorluğu ile Persler arasındaki savaş,
yeryüzünün gerçekten en alçak noktasında gerçekleşmiştir. Söz konusu
savaşın yeri, Suriye, Filistin ve şimdiki Ürdün topraklarının kesiştiği
bölgede yer alan Lut Gölü havzasıdır. Ve bilindiği gibi deniz seviyesinden
395 metre aşağıda olan Lut Gölü çevresi, yeryüzünün "en alçak"
bölgesidir.
Yani Rumlar, tam ayette belirtildiği gibi, "yeryüzünün en
alçak yeri"nde yenilmişlerdir.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Lut Gölü'nün rakımının, yalnızca
modern çağdaki ölçümlerle tespit edilmiş olmasıdır. Daha önce hiç
kimsenin Lut Gölü'nün Dünya'nın en alçak bölgesi olduğunu bilmesi
mümkün değildir. Ama bu bölge Kuran'da "Yeryüzünün en alçak
yeri" olarak tanımlanmıştır. Bu, Kuran'ın İlahi bir söz olduğunun
bir başka delilini oluşturmaktadır.
|